İnsanları Ayıran 7 Önemli Fark
20 Aralık 2019Duvarlar
20 Aralık 2019Her aile çocuklarının başarılı olmasını ister. Sadece başarılı olmayı istemek yeterli mi? Ailenin bu konudaki sorumlulukları nelerdir? Öğrencinin başarılı olması yönünde neler yapılmalıdır? Başarı, gencin var olan potansiyelinin en üst seviyeye çıkartılmasıdır. Potansiyelin ortaya çıkarılmasında öğrencinin istekleri ve gayretlerinin yanında ailenin de birtakım sorumlulukları vardır. Çocuğunuzun başarılı olmasını istiyor musunuz? O halde hep birlikte şunlar yapılmalı:
1.Öncelikle aileler genci her yönüyle tanımalı. Çocuklarının başarılı olmasını isteyen aile, çocuğunun ilgilerini, yeteneklerini ve kişilik özelliklerini tanımalıdır. Ancak gencin bu özellikleri bilindiği takdirde gerçekçi hedefler verilebilir. Aileye düşen, gencin ilgilerini, yeteneklerini bilerek gerçekçi hedefler vermeleri, konuyla ilgili önderlik yapmalarıdır.
2. Sınavları hayatın en önemli olayı gibi yansıtmamalı.
Gençle iletişimde rahat olunmalı, onların duyguları ve düşünceleri anlamaya çalışılmalıdır.
Bu da ancak etkili iletişim becerileriyle mümkün olur. Sınav hayatın sadece bir basamağıdır. Sınav hiçbir zaman zekâyı ölçmez. Sınavların sadece sıralama işlevi vardır.
3. Gençte özgüvenin oluşmasında ailenin sorumluluğu.
Ailenin küçük yaşlardan itibaren, çocuklarından yüksek başarı beklentisi ve bu beklentiyi karşılamak için de onun olumsuz eleştirilmesi, cezayla ders çalışmaya zorlanması kendilerine olan güveninin azalmasına, düşük benlik algısı geliştirmesine neden olur. Bu gibi durumlarda anne-babanın yapması gereken davranış; gençten, var olan kapasitesinin üstünde başarı beklentisi içerisine girmemeleri, kaygılarını yükseltecek tutum ve davranışlardan kaçınmalarıdır.
4. Gencin seçimlerine saygılı olunmalıdır. Gencin gelecek ve üniversite hakkındaki fikirlerine hoşgörü ile yaklaşılmalı, onun vereceği kararlar mantık ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeli ve bu kararlara duygusal açıdan yaklaşılmamalıdır. Onun yerine karar vermek gence yapılacak en büyük haksızlıktır.
5. Ailenin eğitime bakış açısı, başarıyı etkiler. Aile bireylerinin ilişkileri, bu kişilerin eğitim hakkındaki görüşleri, gencin sınava bakış açısını da önemli ölçüde etkileyebilir. Gencin eğitimi üzerinde etkisi olan tüm aile bireylerinin eğitim hakkındaki görüş ve tutumlarının tutarlı olması sağlanmalıdır.
6. Daha verimli çalışma için normal hayat düzeni bozulmamalı.
Evdeki fiziksel ortamı uygun hale getirmekle beraber aile yaşantınızda gereksiz sınırlamalara veya değişikliklere gidilmemelidir. Çünkü bu değişiklik veya sınırlamalar çocuğunuzda “Ailem benim kazanmamı çok istiyor, her isteklerimi yerine getiriyor. Bu yüzden benim de bu sınavı muhakkak kazanmam gerekir.” gibi bir düşüncenin oluşmasına neden olur.
7. Aile kendi amaçlarıyla gencin amaçlarını birbirine karıştırmamalı. Gençliğinde anne-babanın yapmak isteyip de ulaşamadığı hedefleri; gençten istemesi ve bu konuda doyuma ulaşmaya çalışması, çocuğun içsel dünyasında çatışmaya neden olur.
8. Çalışabilmesi için uygun ortam hazırlanmalı. Gencin ders çalıştığı ortamı imkânlar dâhilinde ışıklandırılmalı, havalandırılmalı, anlık doğabilecek ihtiyaçlarına cevap verilebilmelidir. Fiziksel koşullar başarı için yeterli değil, ama gereklidir.
9. Zaman yönetiminde gence destek olun.
Öğrencinin belli zaman aralıklarında ders çalışması için koşulları hazırlamak hatta aşırıya kaçmadan ilgilenmek ve kontrol etmek uygun olabilir. Ama tüm ayrıntılarıyla hazırlanmış bir program öğrenciyi çalışmaya teşvik etmez. Bunun yerine çalışmak için ayrılan zaman diliminde ihtiyacına uygun verimli çalışmalar teşvik edilmeli.
10. Kaygı bulaşıcıdır.
Kaygılarınızın öğrenciye bulaşmasına izin vermeyin. Bunun için olumsuz cümleler kurmaktan kaçının. “Bu çalışmayla hiçbir şey yapamayacaksın.” “Her halde olmayacak bu iş.” Gibi ifadeler öğrencinin de kaygılanmasına sebep olur. Pembe tablolar çizmeyin ama olumlu yönleri de vurgulamayı unutmayın. Öğrencinin kendini algılaması ile sizin beklentileriniz arasındaki farkın yüksek olması en büyük kaygı sebebidir.
“Elinden geleni yapmadığın müddetçe, umduğunu bulamadığından şikâyet etmeye hakkın yok.”
Cenap ŞAHABETTİN