KUŞAKLAR: BİRBİRİNİ ANLAMAK, BİRLİKTE ÇALIŞMAK

Günümüzde kuşaklar ve kuşak farklılıkları ile ilgili çalışmalar oldukça öne çıkmaya başlamıştır. Özellikle “Y Kuşağı” ile ilgili araştırmalar İnsan Kaynaklarının önemli bir çalışma alanı haline gelmiştir. Okulumuzda her gün bir arada bulunduğumuz, farklı kuşaklara mensup çalışma arkadaşlarımız ve öğrencilerimizi daha iyi tanımak, onların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamak ve bu doğrultuda birlikte yaşamayı ve çalışmayı kolaylaştırmak amacıyla bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Orta Kuşak (baby boomer), X Kuşağı ve Y Kuşağı’ndan öğretmen ve uzmanlarımızın yaptıkları çalışmalar sonucunda, kuşakları tanıtan bir sunum hazırlanmıştır. Sunum içeriğinde, kuşakların temel özellikleri, aile, okul ve iş yaşamlarına ilişkin bilgi ve görseller paylaşılmıştır.

SİBER ZORBALIK

Teknolojinin giderek yaygınlaşması ve iletişimin internet üzerinden yaşanma yoğunluğunun artması, avantajları yanında pek çok olumsuzluğu da beraberinde getirmektedir. Bunlardan biri de akran zorbalığının yeni yüzü olarak gündeme gelen ‘siber zorbalık’tır. Bir kişi ya da grubun, diğer kişilere zarar vermek amacıyla bilişim teknolojileri kullanımını içeren, kasten, tekrarlayan ve düşmanca davranışlar olarak tanımlanan siber zorbalık, tıpkı zorbalık gibi öğrencilerin olumsuz duygular geliştirmesine sebep olmaktadır. Yapılan gözlemler, öğrencilerin, siber zorbalık davranışına maruz kaldıklarında, kendileri ve çevreleri için koruyucu davranış biçimleri geliştirmekte yetersiz kaldıkları, yaşadıkları olumsuz deneyimi ise paylaşmama eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Bu nedenle, öğrencilerin, teknolojinin hayatlarına sağladıkları avantajlardan faydalanırken aynı zamanda bilinçsiz kullanımdan kaynaklanacak tehlikelerden kendilerini koruma becerilerini arttırmak, öğretmenlerin ve ailelerin de bu konuda bilinçlenmelerini sağlamak ihtiyacı duyulmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda “siber zorbalık” ile ilgili çalışmalar yürütecek bir proje ekibi oluşturulmuştur. Proje ekibinde; psikologlar, eğitim uzmanları, bilişim teknolojileri öğretmenleri, teknoloji ve bilişim sistemleri uzmanları yer almıştır. Öğrencilere, öğretmenlere ve ailelere yönelik olmak üzere üç boyutta toplanan çalışmalar; öğrenciler için bilgilendirme seminerleri, veli seminerleri, bilgilendirici afiş ve broşürleri içermektedir.

ZAMANE ÇOCUKLARI

21. yüzyılda dijital teknolojilerin kullanımı tüm dünyada her alanda yaygınlaşarak artış göstermiş ve günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak, dijital teknoloji ortamında doğan ve bu teknolojilerden etkilenerek büyüyen yeni nesil öğrenciler okullarımızda öğrenim görmektedirler. Öğrencilere etkili bir eğitim sağlamak için, öncelikle onların özelliklerinin neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Çünkü eğitim, ilk önce hedef kitleyi tanımakla başlar. Bizim “zamane çocukları” diye adlandırdığımız bu öğrenciler, karşımıza birçok ülkede doğuştan dijital, google generation, screenagers (ekran ergenleri) gibi farklı isimlerle çıkıyorlar. Birlikte olduğumuz yeni nesil öğrencilerin özelliklerini yönetici, öğretmen ve çalışanlarla paylaşarak, aralarındaki iletişimi güçlendirmek ve bu neslin özelliklerine uygun öğrenme, öğretme yöntemlerini, öğrenme ortamlarının nasıl olması gerektiğini paylaşmak amacıyla bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Proje ekibinde psikologlar, eğitim uzmanları, bilişim teknolojileri öğretmenleri, farklı branş (resim, felsefe ve bilgi teknolojileri) alanlarından öğretmenler yer almıştır. Proje kapsamında öğrencilerin teknoloji kullanım özelliklerini belirlemek üzere oluşturulan bir ölçek çalışması ortaokul ve lise öğrencilerine uygulanmıştır. Yapılan ölçek çalışmasında öğrencilerimizin teknoloji kullanım alışkanlıklarına ilişkin bilgiler edinilmiş, bu bilgiler yönetici, öğretmen ve çalışanlarla paylaşılmıştır. Bununla birlikte, proje süresince yapılan araştırmalar sonucunda zamane çocuklarının kendilerini iyi ifade eden, tercihlerini açıkça ortaya koyan, bireyselliklerine ve özgürlüklerine düşkün, dijital araçların kullanımına hakim, çoklu işlemler yapabilen, iletişimde ve ilişkilerde sabırsız ve anında geri bildirim bekleyen bireyler oldukları göze çarpan özellikleridir. Görüldüğü gibi teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yeni neslin özellikleri gitgide farklılaşmaktadır. Ancak, eğitim sistemi standart olmayan genç beyinlere standart ölçüm araçları uygulamaya devam etme çabasındadır. Oysaki öğretim şeklini, çocukların öğrenme tarz ve stillerini ve bu öğrenme stillerinin nasıl değerlendirilebileceği gibi durumları dikkate alarak sınıf içi ortamların yeniden şekillendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bütün bu başlıkların detaylı ve görsellerle desteklenmiş olan içeriği okulun tüm idareci ve öğretmenlerinin katıldığı bir toplantı ile paylaşılmıştır.

OLUMLU OKUL İKLİMİ

Olumlu Okul İklimi; Okulumuz çatısı altında buluşan; öğrenci, öğretmen, veli ve tüm çalışanların olumlu duygular içerisinde ve aidiyet duygusuna sahip olarak okula devam etmeleri şeklinde açıklanabilir. Bu projenin ana hedefi, okul bütünlüğü içinde barışçıl bir ortamda öğrenim ve çalışma bütünlüğünün verimini arttırmaktır. Yapılan bilimsel araştırmalar, olumlu okul ikliminin akademik başarıyı arttırdığını, öğrenci ve çalışanlarda okul sevgisine katkı sağladığını, okul yaşamında problem oluşturan kural ihlallerini aza indirdiğini, sorumluluk bilincini arttırdığını, hoşgörü kültürünü aşılamakta etkili olduğunu ve okulun etkinlik alanlarını arttırdığını vurgulamaktadır. Okul bütünlüğünü sağlayan her bireye başarılı öğrenme zemini oluşturmak adına, güvenli ve saygın bir ortamın devamlılığının sağlanması ve veriminin arttırılması, çalışmanın ana sonucu olacaktır. Proje kapsamında, Okulumuz öğretmen ve öğrencilerimize anket uygulaması ve PDRK çalışanları ve Okul Müdürlüklerince belirlenen Müdür Yardımcılarımıza, “Arabuluculuk” hizmet içi eğitimi gerçekleştirilmiştir.