AİLENİN BAŞARIDAKİ ROLÜ

En değerli varlıklarımız olan çocuklarımız için yine bir karne zamanı. Okul başlarken, onlarla birlikte yaşadığımız okul heyecanı, şimdi karne heyecanına dönüştü.

Çocuklarımızın tatil döneminde dinlenmek ve sizlerle; ailesi ile birlikte keyifle geçirmek için zamanları olacak. İkinci döneme dinlenmiş ve keyifli olarak başlamaları, onların hem isteklerini hem de başarılarını arttırmada önemli. Ayrıca, hızla akıp giden yaşamda kısa da olsa bir mola almak, ailemiz ve çocuklarımızla olan ilişkilerimizi de pekiştirmek, değerlendirme yapmak, güçlendirilmesi gereken alanları belirlemek adına bir fırsat olarak da düşünebiliriz tatil dönemlerini.

Çocuğumuzun okula başlaması ile birlikte aile yaşamında değişiklikler de başlıyor. Eskisi kadar esnek olunamadığı her ailenin ortak noktası. Çocuğumuz okul ortamına girdiği anda, daha büyük ve karmaşık bir sosyal çevre içine de girmiş oluyor. Bununla birlikte uyması gereken kurallarla karşılaşıyor. Buna eşlik eden önemli kavramlardan biri de “Okul Başarısı”. Genel olarak bakıldığında, hepimiz iyi biliyoruz ki, okul başarısı birçok farklı etkene bağlı olarak değişiyor. Bu etkenler arasında çocuğumuzun zihinsel kapasitesi, öğrenme şekli ve becerisi, okul ve öğretmen tutumu, ailelerin tutum ve beklentileri sayılabilir. Ders başarısı ve karneye yansıyan öğrenme düzeyi, hem çocuklarımız hem de ailelerimiz için önemlidir. Kişisel başarı deneyimleri, çocuklarımızın benlik algılarında önemli bir paya sahip. Karnesindeki değerlendirmeler, kendini yeniden gözden geçirmek için küçükte olsa bir fırsat olabilir. Karnesini inceleyen bir öğrenci, kendini değerlendirme fırsatı bulur. Başarısı yüksek olmayan derslerle ilgili ne yaptığını ya da ne yapmadığını gözden geçirir. Bu değerlendirme sonucu, tatil sonrasında nasıl bir çalışma yöntemi izleyeceğini belirleyebilir, zaman ve çalışma planı oluşturabilir. Bu planın ailesi tarafından da bilinmesi, izlenmesi ve kontrolü açısından verimliliğini arttıracaktır.

Her çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemine, ilgi ve yeteneklerine göre başarısının ve başarı alanlarının değişebileceği unutulmamalıdır. Öncelikle çocuğumuzun yeteneklerine uygun, ulaşılabilir hedefler saptamak için bireysel özellikler göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer çocuktan beklentiler makul değilse, çocuğumuzun aileyi memnun etme isteği, hem özgüvenini hem de başarı algısını sarsabilir. Bu durum sürekli yaşandığında ise çatışmalara, dirence ve benlik algısının zedelenmesine neden olabilir. Bunun yanında, ailenin başarı beklentisi yükseldikce, çocuğumuzun bu konudaki kaygısı artabilir ve okul fobisi, sınav kaygısı, isteksizlik gibi istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Çocuğumuzun duygusal ihtiyaçlarını gidermek, başarmak için ihtiyaç duyduğu desteği fark etmek ve o alanlarda onu desteklemek, çocuğumuzun olumlu yönlerini ortaya çıkaracak yollardır. Elde edilen başarıların, başkasının başarıları ile değil, çocuğumuzun başarıları ile, yani kendi içinde değerlendirilmesi de yine önemli noktalardan biridir.

Ailelerin çocuklarına sundukları olanaklar, çoğunlukla kendi kararlarıdır. Bu olanakların sıkça çocuğumuza hatırlatılması, onların motivasyonunu arttırmak yerine, çoğu zaman üstlerindeki baskıyı ve kaygıyı arttırmaktadır. Kendi tercihlerimizin ve isteyerek sunduğumuz olanakların karşılığını vermesi konusundaki beklentimiz, çocuklarımızın omuzlarındaki yükü daha da fazla hissetmesine yol açacaktır.

Çocuklarımız hepsi eşsizdir ve bizler için çok değerlidir. Herbiri kendi hayatlarını yaşamak için dünyaya geldiler. Bizden çok farklı kişilik özellikleri ve hedefleri olabilir. Onları tanımaya, hangi alanlarda başarılı olduklarını, hangi alanlarda desteğe ihtiyaç duyduklarını anlamaya çalışmak, onların hayatları için gereken en önemli destek. Unutmayalım ki; özgüven, ebeveynlerin çocukların yapısını, duygularını tanıyıp kabul ettikleri, destek, yerinde ve tutarlı övgü ve tabi ki sevgi sunduklarında gelişir.

ÖNERİLERİMİZ:

Çocuklarınıza her zaman güvendiğinizi ve yanında olduğunuzu, davranışlarınızla hissettirin.
Kendinizi onun yerine koymaya ve onun yaşında yaşadıklarınızı hatırlamaya, kısacası onu anlamaya çalışın.
Onun anlattıklarını dinlemeye ve konu hakkındaki duygularını anlamaya çalışın. Onların duygularını dile getirmelerine yardımcı olun.
Çoçuklarınızdan yaşının üstünde olgunluk beklemeyin. Onlara zaman tanıyın. Zamana ihtiyaçları var çünkü, bir davranışın kazanılması için belli bir süre gerekir.
Çocuklarınıza haksızlık yaptığınızı farkettiğinizde, onlarla bu konuyu konuşmaya çekinmeyin. Özür dilemek, yetişkinlerin de kullanabilecekleri sihirli bir sözcüktür.
Çocuklarınızın hatalı davrandığını gördüğünüzde, bunun nedenini anlamaya çalışın ve tekrarlanmaması için gerekli olan eğitime odaklanmaya çalışın.
Çocuklarınızı başkaları ile kıyaslamayın. Bu kimsenin hoşuna gitmez; çocuklarımızın da. Her çocuğun kapasitesi farklıdır ve her başarı kendi içinde gizlidir.
Çocukların olumlu yönlerine odaklanın. İnanın başardıkları başaramadıklarından çok daha fazla. Onlar hızla büyürken bu anların tadını çıkarın. Bu zamanlar; bir daha geri gelmeyecek, çok kıymetli anlar.

Bu kıymetli anlardan biri de, yarıyıl tatili. Bu tatili çocuklarınızla birlikte zaman geçirmek, onların gözden kaçırdığımız değişimlerini algılamak için bir fırsat olarak kullanıp, keyifli, sağlıklı, sıcak ilişkilerle dolu ve dinlendirici bir tatil geçirmenizi dileriz.

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK KOORDİNATÖRLÜĞÜ